24 Ekim 2012 Çarşamba
MİSAFİRE HİZMET
MİSAFİRE HİZMET
Otellerde misafire üç
düzeyde hizmet verilebilmektedir. Bunlar: Yetersiz hizmet, Yeterli hizmet,
Profesyonel hizmet denilen mükemmel hizmettir.
Yeterli hizmet hiçbir
zaman gerçekten yeterli bir hizmet değildir. Bu tür hizmette hemen, hemen her
şey yolundadır. Eksik, kusur yoktur. Fakat hoşa giden veya hatırlanacak bir
olgu da yoktur. Misafirler özel oldukları duygusuna kapılmazlar, sadece olması
gereken yeterli bir hizmeti alıyorlardır. Bu tür hizmet şekli misafirlerin o
işletmeyi hatırlamasını ve tekrar dönme güdüsünü sağlayamamaktadır.
Profesyonel anlamda
bir hizmeti verebilmek için misafirleri ile ilişkilerde aşağıdaki ilkelere
mutlaka uyulmalıdır.
* Kılık ve kıyafetinizde temiz ve itinalı
olunuz
Bireylerin
giysilerinin temiz ve itinalı olması, o bireyin kendine özen gösterdiğinin bir
belirtisidir.
* İşinizle ve çalıştığınız işletme ile gurur
duyunuz
Otellerde çalışanlar
işleri veya işyerleri ile ilgili hoşnutsuzlukları misafire yansıtmamalıdırlar.
* Misafirleri görmezlikten gelmeyiniz
* Misafirlere anında ilgi
gösteriniz.
Misafiri görür görmez
onunla ilgilenin, Eğer yapacak başka bir acil işiniz varsa misafirden izin
isteyiniz
* Misafire iyi karşılanmadığı
izlenimi vermeyiniz.
Kötü bir izlenim
misafirin kaybedilmesine neden olabilir
* Misafiri sıcak ve
içten bir tebessümle selamlayınız.
Selamlama yapay bir
tebessümle değil içten olmalıdır. Misafir kendine yapılan hizmetin içten
yapıldığını hissetmek isteyecektir
* Misafiri rahatsız edecek davranışlardan
kaçınınız.
* Nazik olunuz.
Nezaketinizi hangi
şartta olursa olsun bozmayın. Nezaket ön büroda çalışanların asla vazgeçemeyecekleri
özelliklerden birisidir. Tüm misafirlere karşı nazik ve saygılı olun
* Etkin bir biçimde
dinleyiniz.
Misafir konuşurken
başka şeylerle ilgilenmeyin. Tüm dikkatinizi misafire verin.
* Göz teması kurunuz.
Konuşurken gözlerinizi
kaçırmayın. Göz kontağı insan ilişkilerinde iletişimin unsurlarından biridir.
* Misafire ismiyle hitap ediniz
Misafirlerin
isimlerini öğrenin ve isimleriyle hitap edin. Bu onların çok hoşuna gidecektir.
* Misafirlerin oda
numaralarını yüksek sesle söylemeyiniz
Misafirler özellikle
güvenlik nedeniyle oda numaralarının başkaları tarafından bilinmesini istemezler.
* Misafirin
mahremiyetini koruyunuz.
Misafire ait bilgileri
başkalarına vermeyin. Gizlilik otelcilikte en önde gelen esaslardan biridir.
* Misafiri başınızdan
savmayınız.
Tüm misafirlerle
yeteri kadar ilgilenin. Ondan kurtulmak için başınızdan savacak cevaplar
vermeyin, davranışta bulunmayın.
* Mesajı olup
olmadığını kontrol ediniz.
Misafirin girişinden
önce kendisine mesaj bırakılabilir. Mesaj giriş esnasında mutlaka misafire
verilmelidir.
* Başka bir isteğinin olup olmadığını sorunuz.
Herhangi bir amaçla
sizden talepte bulunan misafire başka bir isteği olup olmadığını sorunuz.
* Misafirin sözünü asla kesmeyiniz.
* Misafire emir vermeyiniz.
Misafire ne şekilde
olursa olsun “ne yapması gerektiğini” emretmeyin. Örneğin, oda servisini aramak
isteyen bir misafiri, “yanlış aradınız,
şu numarayı çevirin” demek yerine, oda servisini “sizin
arayabileceğinizi ve kendisini aramalarını isteyebileceğinizi
söyleyebilirsiniz.
* Misafirin gereksinimleriyle
bizzat ilgileniniz.
Misafirin
gereksinimlerini karşılamaya çalışın
* Misafire özel olduğu duygusunu veriniz.
Her misafir özel ve
farklı olduğunu hissetmek ister. Bunu sağlamak için misafirlerin sorunlarıyla
ilgilenip, kendisine ismiyle hitap edebilirsiniz. Örneğin “Ahmet Bey” gibi
21 Eylül 2012 Cuma
Müşteriyle Etkili İletişim Oluşturan 10 Unsur
Eğer müşteri ile iyi iletişim kurulamıyorsa, onlardan bilgi
almak mümkün olmadığı gibi, kurum hizmetlerini de satmak mümkün olmayacaktır.
Müşterilerle etkin iletişim kurabilmek için gereksinimlerin iyi belirlenmesi ve
ona göre hizmet sunulması gerekmektedir.
İletişim süresince aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:
1. Müşteriye isim ile hitap ediniz.
2. İstedikleri zaman konuşmalarına izin veriniz.
3. Ne söylediklerini dikkatle dinleyiniz.
4. Onların sorunlarını konuşunuz, kendinizinkini değil.
5. Öneri ve mutabakatlarını alınız.
6. Gülümseyiniz.
7. İlgili olduğunuzu gösteriniz.
8. Yerine getiremeyeceğiniz bir söz vermeyiniz.
9. Müşteriler kanıtlamamış iddialardan değil, somut şeylerden hoşlanırlar.
10. Müşteriler bir önyargı ile kuruma gelirler, çalışan personelin tutumu, olumsuz önyargıyı olumluya, olumluyu ise daha da artırmaya yardımcı olacaktır.
Unutmayınız ki müşteriye
iyi hizmet sunmak kolay değildir. Sabır, beceri, dikkat ve yetenek ister. İyi
hizmet için yapılan yatırım her zaman kârlı bir yatırımdır.
1. Müşteriye isim ile hitap ediniz.
2. İstedikleri zaman konuşmalarına izin veriniz.
3. Ne söylediklerini dikkatle dinleyiniz.
4. Onların sorunlarını konuşunuz, kendinizinkini değil.
5. Öneri ve mutabakatlarını alınız.
6. Gülümseyiniz.
7. İlgili olduğunuzu gösteriniz.
8. Yerine getiremeyeceğiniz bir söz vermeyiniz.
9. Müşteriler kanıtlamamış iddialardan değil, somut şeylerden hoşlanırlar.
10. Müşteriler bir önyargı ile kuruma gelirler, çalışan personelin tutumu, olumsuz önyargıyı olumluya, olumluyu ise daha da artırmaya yardımcı olacaktır.
Müşteri sadakati oluşturmanın 5 yolu
Sadık
müşteri nasıl oluşturulur? Öncelikle şunu bilmeliyiz ki müşteriler bencildir.
İlgilendikleri tek şey, kendilerine istediklerini veren firmalardır. 21.
yüzyılda sadakat bir müşteri özelliği değil, siz ve işinizle ilgili
eylemlerinize verilen bir cevaptır.
Sadık bir
müşteri tabanına sahip şirketler iyi ekonomik koşullarda daha yüksek kârlar
elde ederler ve zor zamanlarda da hayatta kalmak için sadık müşterilere
bağımlıdırlar. Bu nedenle, müşterilerin tekrar tekrar gelmesini sağlamak
herhangi bir işin en önemli kısmıdır. Sürekli yeni müşteri bulmakla uğraşan
hiçbir şirket başarılı olamaz. Müşteri sadakatini güçlendiren ve yaşayan
şirketler, sürekli yeni pazar ve müşteri arayanlara göre çok daha
istikrarlıdır.
Sadık Müşteriler Nasıl Oluşturulur? Şirketler, müşteri sadakatini genellikle müşteri tatmini ve özel teşviklerle oluşturmaya çalışmaktadır. Ama tecrübeler gösteriyor ki, tatmin tek başına müşteri sadakati oluşturmamaktadır. Amigoluk ve pohpohlama da müşteri sadakati yaratmamaktadır. Neden? Çünkü sadakat bir davranıştır ve basitçe insanlara ne yapacaklarını söyleyerek sağlanamaz. Tekrar satın alma etkinliği, müşteri sadakatini oluşturan 5 kurala verilen tepkidir. Müşteri Sadakatinin 5 Kuralı Sadakati oluşturmak bir amaç değildir; bir etkinlik, bir süreçtir. Başka bir deyişle, bir istikamet değil, şirketinizin sürekli yapmak zorunda olduğu bir yolculuktur. Müşteri sadakati oluşturmanın 5 kuralı şunlardır: Kural 1: İnsanlar, insanlarla iş yapar “İnsanlar, insanlarla iş yapar”, müşteri sadakati oluşturmanın köşe taşıdır. Diğer kuralların hepsi insanlararası ilişkiye dayalıdır. Ticaretin kalbi ve ruhu insanlardır; binalar, ürünler, patentler ya da başka bir şey değil. Diğer her şey eşit olmak kaydıyla (hatta bazen olmasa da olur), insanlar sevdikleri ve kendilerini seven insanlarla iş yapmak ister. Peki müşterilere önemli olduklarını nasıl gösterecek, sizi ve işinizi sevmesini nasıl sağlayacaksınız? Esas olarak şunları yapabilirsiniz: • Onları tanıyın: Bu müşterinin adını bilmek ve son görüşmenizi hatırlamak kadar basit de olabilir, işlerini ve ailelerini vs. tanımak kadar kompleks de. • Onları anlayın: Müşteriler, ihtiyaçlarının ve isteklerinin anlaşıldığına ve dikkate alındığına dair önemsendiklerini bilmek ister. • Onlara yardımcı olun: Müşteriler, hayatlarını kolaylaştırmak için yardımınızı ister. Satın alma kararlarında bilginizi paylaşmak ister. • Onlara rehberlik edin: Kendilerini tanıdığınızı ve anladığınızı düşündüklerinde, doğru satın alma kararında rehberliğinize güvenirler. Yukarıdaki kurallar, müşterilere soru sormakla ve onları tam olarak dinlemekle başlar ve biter. Kural 2: Farklılaşma Her satın alma ve her satışta rekabet söz konusudur. Kazanmak için ürününüz/çözümünüz/hizmetinizin daha çekici olduğunu; ürününüz /çözümünüz /hizmetinizin riskli ya da itici olmadığını göstermek zorundasınızdır. Belki ürününüzü farklılaştıramayabilirsiniz ama hizmetlerinizi ve müşteriyle ilgilenme tarzınızı farklılaştırabilirsiniz. Ödeme süreleri, teslimat ve edinilebilirlik, mallar için geleneksel farklılaştırıcı öğelerdir. Ancak bu farklılıklar geçicidir ve mutlaka müşteri sadakati oluşturmaz. Ama müşteriye ne yaptığınızı ya da ürününüzü nasıl yaptığınızı anlatmak farklılaştırıcı bir öğedir; tabi ki başkaları da aynı şeyleri iddia etmediği sürece. Farklılaşma ancak müşterileriniz için bir değer farkı yarattığınızda işe yarar. Volvo kendi araçlarının en güvenilir olduğunu söylemektedir; diğerleri daha hızlı, daha sportif, daha büyük, daha lüks olabilir ama güvenlik istiyorsanız Volvo almalısınız demektedir. Müşterilerinizle ilişkilerinizde kullanacağınız yöntemlerde, sergileyeceğiniz kişilik, ilgili davranış, tarz, tecrübeler ve eşsiz yeteneklerinizi kullanabilirseniz farklı olabilirsiniz. Kural 3: Değer ve Güvence Değer, fiyatla karıştırılmamalıdır. Fiyat, yalnızca değerin bir parçasıdır. İnsanlar satın alma kararlarını kendi özel durum ve arzuları temelinde verirler. Daima fiyat yerine değerden söz etmelisiniz. Değer sağlamak, ürününüzün ya da hizmetinizin ötesinde düşünmektir; tıpkı dişçilerin, bekleme odalarında müzik dinletmeleri, bazı işletmelerin ise bekleme salonlarında plazma tv’lerin açık olması gibidir. Burada işin temeli, müşteriye kendisini iyi hissettirecek en iyi yolu bulmaktır. Bu arada değer sağlamanın dışında, güvence de sağlamalısınız. Bunun nedeni, müşterilerinizin sizinle tekrar tekrar iş yapmakla ilgili tek teşvikin, bir sonraki satın almanın en sonuncusu kadar iyi bir değer sağlayacağına dair güvence olmalıdır. Güvence, geri dönüşün çekim noktasıdır. Bunun anlamı, müşterinin beklentilerinin her seferinde karşılanmasıdır. Mc Donald’s sadık müşterilere sahiptir; sadece en iyi burger’leri yaptıkları için değil, müşteri beklentilerini istikrarlı olarak karşıladıkları için. Mesela Zippo’nun garantisi şudur: “Çakar, çakmazsa değiştiririz.” Siz de kendi değer ve güvence teklifinizi bir ya da iki cümleyle özetlemelisiniz. Kural 4: Etkin İletişim Müşterilerinize verdiğiniz mesaj, müşteri sadakati oluşturma sürecinde merkezi bir önem taşır. Ne söylediğinizle, nasıl söylediğinizle ve bakışınızla iletişim kurarsınız. Müşterinizle iletişim konusunda önemli noktalar şunlardır: • Her görüşmenin başlangıcında bir ilişki kurun. Her müşteriyle etkin şekilde iletişim kurmak için, öncelikle bir ilişki olmalıdır. • Bir kez ilişki kurulduğunda, ister satış, ister hizmet, isterse müşterinizi eğitmek olsun, misyonunuzu iletmeye başlayabilirsiniz. • Tartışmalarda müşterinize rehberlik edin. Bu aynı zamanda müşteriye seçim yapmak, kararlarını ayrıntılandırmak ya da istediklerini edinmek konusunda rehberlik edebileceğiniz andır. • İletişimin takibi, değer ve güvence teklifinizin ve müşteriye verdiğiniz önemin güçlendirilmesini sağlar. Bunlar arasında teşekkür notları, mektuplar, özel günler, hatırlatmalar ve duyurular yer alabilir. Kural 5: Odaklanmak Dikkatinizin bütün amacı odaklanmak olmalıdır. Odaklanmak müşteri sadakatini üç yoldan etkiler: • İşiniz ve kendiniz hakkında ne düşünüyorsunuz? Müşteri sadakatini oluşturan 5 kuralı en derin düşüncelerinizin merkezine koyduğunuzda, bilinçaltınızdaki sonsuz güçleri amacınıza hizmet için kullanıyorsunuz demektir. • Müşterileriniz hakkında ne düşünüyorsunuz? Basitçe bir satış yapmak yerine ilişkiye odaklanma yeteneğinizi geliştirmek, müşteri sadakati oluşturmada kritik önem taşır. • Müşterileriniz sizin hakkınızda ne düşünüyor? Daha fazla odaklanmak göze korkutucu görünebilir. Yeni müşteriler edinmek yerine mevcut müşterilere bağımlı kalmak ve odaklanmak konusunda şüphe duyuyor olabilirsiniz. Pekâlâ, bu şüphecilik tersine çevrilebilir: Düşüncelerinize odaklanın ve bilinçaltınızı kullanın. Kaynak Why Customers Come Back –Manzie R. Lawfer
Müşteri
Sadakatiyle İlgili Bir Başarı Öyküsü: TOYOTA
Yeri
gelmişken Toyota’nın müşteri sadakatiyle ilgili başarı öyküsünü aktaralım.
Toyota, şirketini bütün kârın sadık müşterilerden geldiği esasına göre
kurmuştur. Saldırgan bir şekilde sadakatin peşinden koşmaktadır. Toyota
müşterilerinin yüzde 70’inden fazlası tekrar Toyota marka bir otomobil almak
için geri gelmektedir. Birçok oto üreticisinin tekrar satış oranı ise sadece
yüzde 30’dur.
Toyota mevcut müşterilerine odaklanmaktadır. Bugün Toyota’nın broşürlerine baktığınızda eski modellere de yer verildiğini görüsünüz. Mesaj şudur: “Arabanız eski ya da yeni olsun fark etmez; eğer bizim arabalarımızdan birine sahipseniz, ailenin üyesisiniz demektir.” Fortune’ın Ağustos 2008 tarihinde yayımladığı “Dünyanın En Büyük 500 Şirketi” sıralamasında Toyota, 15 milyar dolarlık kârıyla 5. sırada görünür (bir önceki yılın yani 2007 yılının sıralamasıdır).
Sadık
Müşteriler İşinizi Nasıl Başarılı Kılar?
Muhasebe hesapları size ne kadar kâr ettiğinizi gösterebilir ama bu kârı hangi müşterilerden elde ettiğinizi göstermez. Gerçek şudur ki bütün kârlar sadık müşterilerden gelir. Çünkü: Birincisi; tekrar gelen müşterileri işinizle, ürünlerinizle ve hizmetlerinizle ilgili olarak eğitmek zorunda değilsinizdir. Sizi zaten bilmektedirler. Bu sizin için para ve zaman tasarrufu, yani kâr demektir. İkincisi; tekrar gelen müşteriler öngörülebilirdir. Bütün müşterilerin davranışlarını öngörebilirseniz, envanterinizi çok daha iyi tutar, verili bir dönemde yapacağınız satışa göre satın alma ve stoklama yapabilirsiniz ve böylece masraflarınız azalırken kârınız yükselir. Üçüncüsü; yeni müşterileri çekmek daha maliyetlidir, öyle ki potansiyel kârınız tamamen iptal olabilir ya da azalabilir. Şirketler reklam, promosyon ve kampanyalar yoluyla yeni müşterileri çekmek için milyonlar harcamaktadır ve bu yeni müşteriler tekrar gelen müşteriler haline gelmedikçe kâr etmemektedir. Ama mevcut müşterileri çekmenin maliyeti neredeyse hiçbir şeydir ya da buna yakındır. Dördüncüsü; yeni müşterilerle uğraşmayı öğrenmek daha fazla zaman ve para alır. Kredi kartı alışkanlıkları, hizmet tercihleri, teslimat zamanı talepleri vs. Son olarak; tekrar gelen müşteriler işinizi pazarlamak için harika bir kanaldır ve bunun size hiçbir maliyeti yoktur. Müşterilerin tavsiyesi daha inandırıcıdır ve sonuçta size gelecek yeni müşterilere daha fazla değer taşırlar. Aslında tamamen ağızdan ağza pazarlama yöntemiyle bir iş kurulabilir.
Serkan
BİLGE
|
restaurantta müşteri beklentileri
Müşteri,
hızlı servis restoranlara oranla masa servisi restoranlardan daha fazla şey
bekler. Restorana karınını doyurmanın ötesinde iyi ve kaliteli bir yemek, iyi
bir ambiyans iyi bir servis ve keyifli bir zaman geçirmek için gelmiştir. Hatta
o restorana gitmek için özel olarak hazırlanmıştır.
Restoranınızı
yaratırken menü, dekorasyon, servis, ışık, müzik v.b hemen herşeyi
müşterilerinizin talepleri ve onları nasıl memnun edeceğiniz doğrultusunda
düşünüp tasarlarsınız.
Peki nedir
müşterinin talepleri, müşteri ne ister? Iyi yemek? bunu kesinlikle ister,
güleryüz? elbette. Peki düşük fiyat? Bakın bundan çok emin değilim.
Müşterinin
her zaman ucuz olanla daha fala ilgilendiğini düşünmek ve söylemek oldukça
kolaycı bir yoldur oysa müşteri özellikle masa servisi restoranlarda çok daha
fazlasını ister. Böyle bir restoranda işletmeci için sadece maliyetlerle
ilgilenmek müşterinin diğer önemli ilgi alanlarını kaçırmasına neden olur.
Müşteri
öncelikle samimi bir şekilde karşılanmak ister. Her şeyden önce restorana girerken
güler bir yüzle “nasılsınız” ya da “hoş geldiniz” sözlerini duymak ister.
Geveleyerek konuşmayı, ona hoş geldiniz derken başka yerlerle de ilgilenmeyi
hoş karşılamaz. Bunları söylerken göz teması şarttır, bu onunla ilgilendiğinin
en temel göstergesidir. Şefin ya da hostesin restorana henüz girmiş bir
müşteriyi nereye oturtacağı konusunda tereddüt yaşaması ya da yer araması ise
yapılabilecek en temel hatadır. Müşteri kendini diğer müşterilerin yanında bir
eşya gibi hissedecektir.
Restoranınıza
gelen müşteri o yemeği evinde veya başka bir işletmede de yiyebilir. O akşamki
yemek için masasının yönünü size çevirmesinin için elbette bir nedeni vardır
ancak sizin de bu şansı ve ziyareti çok iyi değerlendirmeniz gerekir.
Restoranınıza giren her müşteriyi iyi karşılamak ve onlara oraya geldikleri
için sizin mutlu olduğunuzu gelemedikleri zaman içinde ise mutlaka bir şeyler
kaçırdıklarını ve bu ziyaretlerinin çok iyi geçeceğini onlara güven verici bir
şekilde hissettirmek hiç de zor değildir. Yemek boyunca devam edecek olan
deneyimi ve onların başta ayarlayabilmenin en önemli yolu samimi ve güleryüzlü
bir karşılamadır.
Müşteri
gülümseyen bir yüz ister. Uzmanların kişisel deneyimleri, ilk güzel ve doğru bir izlenim için sadece
sekiz saniyeniz olduğunu söylüyor. Bu bakımdan restorana giren müşteriyi ilk
karşılayan kişi önemli ölçüde müşterinin tüm geceki deneyimi için ilk ve en
önemli adımı restoran adına atıyor. Müşteri restorana ne asık bir yüz görmeye
gelmiyor, tam tersine ve ayrıca sadece girişte değil tüm gece boyunca ve tüm
personelden güleryüzle karşılanıp ilgi görmeye geliyor ve bunun için para
ödüyor. Öyleyse Host ya da hostesinizi tüm ekibin davranışını ve işletmeyi
temsil edebilen kişilerden seçmelisin.
Müşteri işe
yarar ve her zaman hazır bulunan bir servis elemanı ister. Bazı müşteriler masanın etrafında
dört dönen garsonlardan hoşlanır ve onları isterler oysa müşterinin
siparişlerini başta ve tüm yemek sırasında servis elemanına iletmesi sadece
birkaç dakika sürer gerisi garsonun takibindedir. Önemli olan ise servis
elemanının sorumlu olduğu yani postasındaki müşterilerle göz temasını asla
kaybetmemesi ve onlarla ilgilendiği imajını onlara vermesidir. Bu bakımdan
masaların etrafında dört dönmek yerine her zaman hazır ve yeterli bir servis
elemanlarına sahip olmak gerekir.
Müşteri
kendini bilgilendirebilen elemanlar ister. Servis personeliniz müşteri
tarafından son derece makul görünen birçok soru yağmuruna tutulabilir.
Spesiyaliniz nedir? İçinde neler var? Şu şarap bu yemeğe uygun mu?
Müşteri
tarafından baktığımızda her bir servis elemanı bu sorulara doğru ve yerinde
cevap verebilen birer uzmandır. Servis elemanlarınızın mutfakta üretilen her
ürünün içindekileri, pişme süreleri vb. önemli tüm bilgilere sahip
olduklarından emin olmalısınız. Tüm çabalarınıza rağmen personelinizin
bilemeyeceği bir soruyla karşılaşması çok doğaldır. Bilmediği bir soruyla
karşılaştığında ise personelinizin “bilmiyorum” demesinin son derece normal
olduğunu bilmesini sağlamalısınız. Müşteriyi yanlış ya da eksik bilgilendirmek
yerine “bilmiyorum hemen şefime sorup geleyim” deyip sorunun cevabını
öğrendikten sonra müşteriyi doğru bilgilendirmesi en doğru yoldur.
Müşteri
faydalı tavsiyeler ister. Maalesef müşteri “bu akşam en güzel ne var?” ya da “bugün sizce ne
yemeliyim” diye bir garsona sorduğunda, “her şey güzel istediğinizi
yiyebilirisiniz” gibi cevapları sıkça alıyor. Oysa bu cevap müşteriyi asla
tatmin etmediği gibi boğuşmak istemediği menüden aceleyle birşeyler sipariş
etmek zorunda da bırakabilir. Üstelik işletmenin prensibi haline gelmiş olan
servis öncesi mutfak ve salon personel toplantılarında bu sorunun cevabının
mutlaka hazır olması gerekir. Müşterinin bu soruyu sormak istemesinin en önemli
nedeni, ne yiyeceği hakkında çok net bir kararının olmaması, menüyle boğuşmak
istememesi ya da restoranın spesiyalleri hakkında bilgi sahibi olmak
istemesidir. Burada servis elemanının cevabının net ve tatmin edici olması
önemlidir, “şefimiz bu akşam domates soslu pirzolayı tavsiye ediyor” ya da
“balık tercih derseniz bu akşam otlu fener balığını tavsiye ederim” gibi.
Servis elemanı her zaman müşterinin restoran menüsü hakkında fikir sahibi olmasını
sağlayabilmelidir. Servis elemanı masanın etrafında dört dönüp müşteriyi menü
ile yalnız başına bırakmak yerine onun yanında durup ihtiyaçları ve seçimleri
hakkında ona yardımcı olmalıdır.
Müşteri
seçenek ister. Müşterilere
onların isteklerini yerine getirebilmek için ne kadar uğraştığınız ve bu konuda
ne kadar esnek olduğunuzu gösterin. Asıl olan menüdür. Menünüzü çok fazla
değiştirmek istemezsiniz ve bunda çok da haklısınız ancak müşteri ve menü
arasında sık sık uyuşmazlıklar da yaşanabilir. Kimi biberini fazla ister kimi
domatesini, kimi etini fazla ister kimi sebzesini. Menüde değişim yapmak
önemli bir sorundur, müşterinin değişiklik talebini doğru anlayacaksınız sonra
bunu mutfağa doğru tarif edip takip edecek ve müşteriyi de tatmin edeceksiniz.
Müşteriden mutfağın yapamayacağı bir değişiklik gerektiren siparişi almamak çok
önemlidir. Sizin ve personelinizin müşterinin istekleri ile menününüz arasında
benzerlikleri çok iyi bilmesi tüm siparişi mantıklı bir şekilde
yönlendirmenizdir. Sonuçta asla müşterinin isteklerini gerçekleştiremeyeceğiniz
konusunda tutucu olmayın. Elbette menünün dışına çok kolay çıkamazsınız ancak
ufak değişiklikler yapma konusunda daha yumuşak ve anlayışlı olun.
Müşteri çok
düzgün ve seviyeli bir ilişki ister. Müşteriyle iyi ve doğru bir ilişki geliştirmek yıllar
süren bir uğraş ve deneyim gerektirir. Müşterinin restoranınıza ilk kez
geldiğinde iyi hatta mükemmel bir deneyim yaşaması, müşterinizle ilişkinizin
çok iyi ve tamam olduğu anlamına gelmez. Bu sadece bir başlangıçtır. İyi bir
ilişkiye ulaşabilmek için müşterinizi daha sonraki ziyaretlerinde de en az ilk
seferki kadar aynı servis ve yiyecek kalitesiyle ve onunla kurduğunuz ilişkiyle
karşılamanızla mümkündür.
Müşteri
temiz bir restoran ister. Pazarlamanız iyi olmayabilir ama temizliğinizin iyi olmama gibi bir şansı
yoktur. Pazarlama konusu bir şekilde çözmek mümkündür, ancak müşteri çok iyi
işletilen temiz bir restoranda yemek ister. Bardaktaki kireç lekesi, yerdeki
ekmek kırıntıları, temizliği ihmal edilmiş tuvaletler vb. basit görünen bir
temizlik hatası müşteriye restoranınızın temizliği hakkında soru işaretleri
bırakır. Öncelikle siz ya da işletmeci ve tüm personel temizlik konusunda çok
iyi eğitilmeli.
Müşteri
görünen bir yönetici ister. Müşteri sorulacak herhangi bir soruya cevap verecek ve
oluşabilecek bir tartışmaya engel olabilecek bir yöneticinin yakınlarda ve
görünür olmasını ister. Müşteri yemek boyunca hiç çağırmasa ya da konuşma
ihtiyacı hissetmese de her ihtiyaç duyulduğunda onlara yardım edebilecek üst düzeyde
bir yöneticini varlığından hoşlanırlar. Elbette ki yönetici salonda müşteri
varken mutfakta ya da odasında oturmamalı.
Hiç
unutulmamamlıdır ki “iyi bir yöneticinin sandalyesi yoktur”
Müşteri hoş
bir ortamda iyi vakit geçirerek güzel bir yemek yemeğe geliyor. Mantığımızı ne
kadar onlar gibi düşünmeye zorlarsanız o kadar iyi iş yaparsınız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)