MARIE ANTOINE CAREME KİMDİR ?
BÜTÜN ZAMANLARIN EN BÜYÜK MUTFAK USTASI
Mutfağın altın çağı 1800'lü yıllarda dünyanın en usta aşçılarından
biri olarak kabul edilen Marie Antoine Careme ile başladı, 1935 yılında
hayata veda eden ve en az Careme kadar büyük bir usta olan Georges
Escoffier ile kapandı.
Fransa Dışişleri Bakanı Talleyrand, büyük bir gurme olan dönemin Rus çarı, Polonya Kralı I.
Alexander ve Baron Rotschild gibi önemli kişilerin aşçıbaşısı olarak
çalıştı Careme. Aslında mimar olmak istiyordu ama babası onu küçük bir
restoran işleten amcasının yanına çırak olarak verdi. Bu restoranda
Careme, yemek sanatının temelini öğrenme şansını buldu. Delikanlılık
yıllarında Paris'e gitti, yemek üretimi konusunda kendini kanıtlayıp
aşçıbaşı ünvanını kazandı. Kısa bir sürede üne kavuşan Careme, ünlü
gurmeler tarafından aranan biri oldu. Bu süreçte yemek mönüsü ve uygun
şaraplar konusunda belli başlı temel kavramları geliştirme olanağı da
buldu. Sözgelimi, çok özel bir çorba türü olan Konsome'yi mükemmele
ulaştırdı ve bir yemekte konsemeyi giriş olarak sundu. Bu sunumu çok
takdir eden Grimod de la Regniere, "Yemeği başlatan çorba, bir operanın
açılışı veya bir evin girişi gibidir: daha sonra hangi yemeklerin
geleceği konusunda bize fikir verir" demiştir. Birçok Fransız sosu ve
rafine yemeği de geliştirdi Careme. Mimariye olan düşkünlüğü nedeniyle
sofralarda buz heykellerin ve kalıp süslerin dekoratif unsur amacıyla
kullanımı ilk kez onunla başladı. Careme'yi üne ulaştıran bir başka
özelliği de birçok etkin kuruluş, kulüp, otel ve restoranların
aşçıbaşılarını onun yetiştirmiş olmasıdır. Bu ustalardan Soyer ve
Fracetelli, Londra'nın ünlü Reform Kulübü'nde çalıştılar. Dönemin
Brillat - Savarin gibi önemli gurmeleri de etkilendiler ondan.
Careme zamanının önemli bir bölümünü yaptıklarını yazıya dökmeye
ayırdığı için elimizde onun yemek anlayışını anlatan zengin bir kitaplık
var bugün. Hayatını, aşçılık sanatı ve klasik mutfak hakkındaki ince
detayları ve birikimlerini gelecek kuşaklara aktarmayı bir görev sayan
Careme'in kitaplarından birinde ustanın konusuna nasıl hakim olduğuna ve
Talleyrand'ın mutfağının canlı bir betimlemesine tanık oluyoruz:
"Kendinizi büyük bir şölen sırasında, Dışişleri Bakanı'nınki gibi
devasa bir mutfakta hayal ediniz. 20 tane aşçının bu sıcak mutfakta
telaşla sağa sola koşuşturmalarına tanık olursunuz. Kömür ateşinin
yanıbaşında antre pişiren gruba, fırınların yanıbaşında ise çorbaların,
sosların, yahnilerin, kızartmaların ve bain-marie'lerin başındaki
ustalara bakınız. Bütün bunlara ortada yanan bir odun ateşi üzerinde
dönen dört askılı şişi ekleyiniz. Askılardan birinde 20-30 kg.'lık bir
kazan, diğerinde 15-20 kg.'lık bir but, diğer ikisinde ise av ve kümes
hayvanları asılıdır. Bu cehennem sıcağında herkes çok hızlı ve sessiz
hareket eder, sesini duyurma hakkına sahip olan tek kişi aşçıbaşıdır, bu
sese de kayıtsız şartsız itaat vardır. Üstüne üstlük hazırlanan
yemeklerin tabaklara servis yapılırken soğumamaları için yarım saat
süresince tüm kapı ve pencereler kapatılır, işte bizler hayatımızın en
güzel günlerini böyle geçiririz.
Emirlere uyarız ve gücümüz kalmasa bile itaat ederiz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder